fbpx

MEME KANSERİ

Meme kanseri, meme dokusundaki hücrelerin kontrolsüz bir şekilde büyüyüp çoğalması sonucu oluşan kanserdir. Bu kanser, genellikle kadınlarda daha sık görülür, ancak erkeklerde de nadir de olsa ortaya çıkabilir.

Meme kanserinin erken evrelerinde genellikle belirtileri yoktur, ancak ilerleyen aşamalarda meme dokusunda ele gelen bir kitle, memede çekilme, ciltte kızarıklık, şişlik, kabarcıklaşma, meme başında akıntı, meme başının şeklinde değişiklikler ve memede ağrı gibi belirtiler görülebilir. Ancak bu belirtiler her zaman meme kanseri anlamına gelmez, ancak hemen bir sağlık uzmanına görünmek önerilir.

Meme kanserinin nedenleri tam olarak bilinmemekle birlikte, yaş, ailede meme kanseri öyküsü, hormonal değişiklikler, genetik faktörler, obezite, alkol tüketimi, hareketsiz yaşam tarzı ve diğer bazı faktörlerin riski artırdığı düşünülmektedir.

Meme kanserinin tedavisi, kanserin tipine, yayılma durumuna ve hastanın genel sağlık durumuna bağlı olarak farklı yöntemlerle yapılır. Bu yöntemler arasında cerrahi müdahale, radyoterapi, kemoterapi, hormonoterapi, immünoterapi ve hedefe yönelik tedaviler bulunur. Erken teşhis ve tedavi, meme kanserinin tedavisinde oldukça önemlidir. Bu nedenle, belirtileri olan kişilerin mümkün olan en kısa sürede bir sağlık uzmanına başvurması önerilir.

Ülkemizde meme kanseri vakalarına her yıl hemen hemen 19 bin kadın yakalanıyor.

Veriler Sağlık Bakanlığına ait.

Bakanlığın araştırmasına göre meme kanseri oldukça riskli rakamlara ulaşmış durumda!

Türkiye’de ve dünyada kadınlarda en sık görülen tür

Hatta kadınlarda en çok ölüme sebep olan kanser türleri arasında başı çekiyor.

Meme kanseri dokudaki hücrelerin kontrolsüz çoğalması ile ortaya çıkıyor.

Meme kanseri kişilerin yaşamı süresince her 8 kadından birinde görülebiliyor.

Erkelerde ise bu rakam oransal olarak yüzde 1.

Erken Teşhisin En Önemli Olduğu Tür

Meme kanserinde en erken evrede tespit tedavide büyük bir başarıyı beraberinde getiriyor.

Toplumsal bazda kişilerin durumlarını ölçebilmesi amacıyla taramalara teşvik edilmesi yaşam kalitesini daha kaliteli hale getiriyor.

Ülkemizde bu alanda 42’si mobil, toplam 331 kanser tarama merkezi bulunuyor.

Toplumsal bazda tüm illerimizde;

Tarama ve Eğitim Merkezleri (KETEM),

Aile Sağlığı Merkezleri (ASM),

Sağlıklı Hayat Merkezlerinde (SHM) gibi merkezlerde erken teşhis amaçlı taramalar ücretsiz olarak yapılıyor.

İçinden geçtiğimiz salgın ve pandemi süreçlerinin aksine sağlık bakanlığınca tarama programı kesintiye uğramadan sürdürülüyor.

 
Meme Kanseri Riskini Azaltmak İçin

Yediklerimize ve içtiklerimize dikkat ederek sağlıklı beslenmeli.

Gündelik fiziksel aktivitemizin artırılmasını sağlamalıyız.

Sağlıklı kiloda kalabilmeli ve orantısız – hazır tüketime dikkat etmeliyiz.

Sigara ve alkol kullanımından uzak durmalıyız.

Ve erken teşhis için belli aralıklarla kontrole gitmeliyiz.

Anne olan kadınların en az 2 yıl boyunca bebeklerini emzirmelerinin tavsiye edilmesinin sebebi, araştırmaların meme kanserinden koruduğuna işaret etmesinden kaynaklanıyor.

Meme Kanserinde Değiştirelebilir Risk Faktörleri

Bu tür kanserde risk faktörlerinin hepsi yaşam şeklimizle ilişkilendiriliyor ve değişkenlik gösterebiliyor.

Obez olmak.

Günlük yaşamda hareketsiz kalmak ve yeterli fiziksel aktivite yapmamak.

Hiç doğum yapmamış olmak veya da ilk doğumu 30 yaşından sonra yapmış olmak.

Doğum kontrol hapı veya iğnesi kullanmak, geçmişte kullanmış olmak.

Hangi yaşta olduğu farketmeksizin girilen menopoz sonrasında hormon tedavisi almak veya almış olmak.

Gündelik yaşamda tütün ve alkol kullanımına devam etmek.

Meme Kanserinde Değiştirelemeyen Risk Faktörleri

Bu kanser türünde değiştirilemeyecek risk faktörleri;

Belirli bir yaşın üzerinde olmak.

Ailede meme kanserinin bulunması.

Erken adet görmeye başlanılmış olması.

Menopoza 55 yaşından sonra girilmesi.

Göğüs bölgesine radyoterapi alınması.

Meme Kanserinde Erken Tanı Yöntemleri

 

KKMM diye adlandırılan Kadınlara yönelik ilgili merkezlerde öğretilen kontrol hareketlerinin açılımı, meme kanserinin erken tanısı için evlerinde uygulayabilecekleri kendi kendine meme muayenesidir.

Kadınlara, 20’li yaşlardan sonra her ay kendi kendilerini bu yöntemlerle kontrol etmeleri öneriliyor.

Özellikle 40-69 yaş arası kadınların yılda bir kez dahi olsa bu konuda doktora muayene olmaları ve iki yılda bir de muhakkak mamografi çektirmeleri için tavsiye veriliyor.

Meme Kanseri İle Mücadelede Yöntemler

Günümüzde meme kanseri ile mücadelede cerrahi yöntemlerin yanı sıra, ışın tedavisi olarak bilinen radyoterapi yöntemide uygulanmaktadır.

İlaç tedavisi ile kemoterapi gibi klasik ama vücutta bazı tepkimelere yol açan farklı tedavi seçenekleri de uygulanıyor.

Fitoterapi ülkemizde her ne kadar yeni bir yöntemde olsa geçmişten günümüze pek çok rahatsızlıkta kullanıldığı gibi bu kanser türünde de rüştünü ispatlamış bir yol olarak karşımıza çıkıyor.

Fitoterapide bu kanser türüne ilişkin, rahatsızlığın giderilmesine yönelik kullanılan bitki ekstraktları hem diğer tedaviler ile beraber uygulanabildiği için bir ayrıcalık tanıyor, hem de diğer tedavilerin yan etkilerini ortadan kaldırdığı için ve vücudu daha etkin bir bağışıklık sistemi ile donattığı için daha çok tercih ediliyor.

Fitoterapi uygulanan hastaların raporları günümüzde tıp dünyasının da ilgisini çekmiş ve pek çok ülkede kabul görmüştür.

Hangi evre olursa olsun meme kanseri ile mücadelede, uygulanan fitoterapi yöntemleri ile hastalığın durağan hale gelmesi, seyrinin daha olumlu olması ve metastazı önlemesi, oluşan herhangi bir tümörün küçülmesi hayretle karşılanmıştır.

Fitoterapide kullanılan bitki ekstraktlarının, kanserin hücrelerinin yanı sıra kanser kök hücrelerine etki ettiği saptanmıştır.

Dr. Ertan Cevizci'ye Sorunu ilet.

0532 066 84 86